İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, son günlerde Gazze'deki insani duruma dair yaptığı açıklamalarla dikkat çekmeye devam ediyor. "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" ifadesi, hem iç politikada hem de uluslararası arenada yankı buldu. Ancak bu açıklamanın arkasındaki gerçekler ve sayılar, farklı bir tablo ortaya koyuyor. Gazze'nin mevcut durumu, dünya genelinde büyük tartışmalara neden oluyor ve birçok insan hakları kuruluşu, bölgede yaşananları belgelerle destekliyor. İşte Netanyahu'nun açıklamasına ışık tutacak bazı çarpıcı verilere ve yerel tanıklara dayanan gerçekler.
Birleşmiş Milletler tarafından sağlanan verilere göre, Gazze'de son yıllarda yaşanan çatışmalar ve ekonomik zorluklar nedeniyle beslenme durumu giderek kötüleşiyor. Nüfusun yaklaşık %50'sinin gıda güvenliği sorunları yaşadığı, özellikle çocuklar arasında yetersiz beslenmenin ciddi bir sorun haline geldiği bildiriliyor. 2022 yılı itibarıyla, Gazze'deki çocukların %30'unun yetersiz beslenme riski taşıdığı belirtilirken, bu oran her geçen gün artış göstermektedir.
Netanyahu'nun iddialarına yanıt veren insan hakları aktivistleri, Gazze'deki temel gıda maddelerinin fiyatlarının yükseldiğine ve birçok ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığına dikkat çekiyor. Son birkaç yıldır devam eden abluka, bölgede ekonomik canlılığı neredeyse yok etmiş durumda. Bu bağlamda, Gazze'deki ailelerin ne kadar zor durumda olduğunu ortaya koyan rakamlar, Netanyahu’nun ifadelerini sorgulayan birçok uzmanın analizlerine kaynaklık ediyor.
Yerel gazeteciler ve insani yardım çalışanları, Gazze'de yaşananları gözlemleyerek bu durumu belgeleyen önemli tanıklar arasında. Son zamanlarda yapılan haberlerde, özellikle yaz aylarında bölgedeki bazı ailelerin açlık nedeniyle zor günler geçirdiği bildirilmektedir. 30 yaşındaki Fatma, dört çocuğuyla birlikte yaşadığı süreci şu sözlerle aktarıyor: "Bazen bir gün yetecek ekmeği bulamıyoruz. Çocuklarım bazen üç gün boyunca hiç yemek yemeden geçiyorlar. İnsani yardıma ihtiyaç duyuyoruz, fakat bunlar da yetersiz kalıyor."
Fatma gibi birçok aile, günlük hayatta temel gıda maddelerine ulaşmakta oldukça zorlanıyor. Uluslararası yardım kuruluşları, Gazze'ye gönderilen yardımların büyük bir kısmının gereken yerlere ulaşmadığını ifade ediyor. Bu bağlamda, Netanyahu'nun Gazze'deki açlık sorununu küçümsemesi, bölgedeki gerçeği yansıtmamaktadır.
Gözlemciler, Netanyahu'nun bu tarz açıklamalarının aslında uluslararası kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir çaba olduğu kanaatindedir. Gazze'deki simgesel açlık sorunları, halen birçok insan için birer yaşam mücadelesi haline gelmiştir. İnsan hakları kuruluşları, düzenledikleri basın toplantılarında Netanyahu'nun dile getirdiği iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve Gazze'de acil insani yardımların artırılması gerektiğini vurguluyor.
Sonuç olarak, Netanyahu'nun "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" ifadesi, hem rakamlar hem de kişisel hikayeler ışığında sorgulanmaktadır. Gazze'deki insani durum, sadece sayılarla değil, yaşanan acılarla daha iyi anlaşılmaktadır. İnternette yayımlanan çeşitli raporlar, bölgedeki gerçek durum hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler için önemli bir kaynak niteliği taşırken, dünya genelindeki medyanın da bu konuyu ele alması gerekiyor.
Bu tür olaylar, uluslararası ilişkilerde yeni tartışmalara ve çözüm yollarına dair önerilere kapı aralamakta. Gazze’nin durumu, bu konuda gerekli adımlar atılmadığı takdirde, gelecekte daha büyük insani krizlerin habercisi olabilir. Dolayısıyla, bu mesele tüm dünya için önemli birer insani sorumluluk alanıdır.